26 Şubat 2010 Cuma

Toprak Ana-Cengiz Aytmatov

Cengiz Aytmatov... Kırgızların ünlü yazarı... Bir çok romanını okudum. Toprak Ana, Gün Olur Asra Bedel, Dişi Kurdun Rüyaları, Cengizhan'a Küsen Bulut, Beyaz Gemi... Okurken insanı kendine bağlayan bir üslûbu, okuyucuyu derinden etkileyen bir edebî gücü var. Toprak Ana romanı da bunlardan biri. Bozkırda kocası ve üç oğluyla kendi yağında kavrulan, mutlu bir yaşantıları varken; patlak veren bir savaşla kocasını ve üç oğlunu da savaşa göndermek zorunda kalan ve dördünü de savaşta kaybeden; en büyük oğlunun genç karısıyla kadın başlarına kalan; onun da ölmesiyle acısı derinleşen ve bu yaşadıklarını en büyük ve sadık dostu "Toprak Ana"sıyla paylaşan bir kadının hikayesini anlatıyor. İşte o kitaptan sevdiğim bir kaç paragraf. Umarım beğenirsiniz:


"Ekmek esmerdi, katıydı ama dünyada hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar tatlı bir kokusu vardı, güneş kokuyordu, taze saman kokuyordu, duman kokuyordu. Bir filiz nasıl tohumdan doğarsa bir ananın mutluluğu da halkın mutluluğundan doğar. Halkın hayatından uzak kalan bir anının hayatı yoktur. Sevgili toprağım benim, o günü hatırlıyor musun? Zamanın başlangıcından beri, yüzyılların izi duruyordu içimde."


"Tarihin hepsi kitaplarda yazılı değildir, insanlarda tarihin hepsini bilemezler. Ama benim içimdedir hepsi, bütün tarih. İnsan denize benzer, derin yerleri de sığ yerleri de vardır. 'Söyle bana, sevgili toprak, hangi ana böyle acı çekti, hangi ana oğlunu bu kadar kısa zaman gördü?' Savaşı alt etmenin tek yolu var, bunu o zaman anladım: çarpışmak, dayanmak, yenmek. Bunları başaramadığın an karşına ölüm çıkıyordu. İyilik, dağlarda yollarda yaşanmaz."


"İnsan raslantıyla karşılaşmaz iyilikle. Ancak bir başka insandan öğrenir. İnsanın hayatı bir dağ yoluna benzer, iner, çıkar, uçurumların kenarından geçer. Hep tek başına aşamazsın o yolu, ama herkes elini uzatırsa sana, çabucak aşarsın. Hayatımız böyle işte.”


"Dünyadaki insanlar oğullarını, kardeşlerini, babalarını, kocalarını bizim kadar seviyorsa, bizim o gün onları beklediğimiz gibi onlarda oğullarını, kardeşlerini, babalarını, kocalarını bekliyorsa, yeryüzünde başka savaş olmaz artık, diyorum."


"Savaşın insanları zalim, aşağılık, aç gözlü yaptığını kim söylemiş ? Hayır, savaş, sen çizmelerinin altında insanları ezebilirsin, öldürebilirsin, yağma edebilir, yakıp yıkabilirsin, 40 yıl bile sürdürebilirsin bunu, ama insan denen yaratığın içindeki o duyguyu, o insanlık duygusunu, o sevgiyi içinden söküp atamazsın. 'Toprak, toprak ana, göğsüne bastı bizi, dünyanın her köşesindeki insanları besle. Anlat onlara, sevgili toprak, anlat onlara.'


"Hayır Tolgunay. Sen anlat… Sen insansın. Her şeyin üstündesin. Her yaratıktan akıllısın. Sen insansın. Sen anlat İNSAN!.' "

3 yorum:

icimdeki yolculuk dedi ki...

hoş geldin..şu kelime doğrulamayı kaldırsan daha bi rahat yorum yazarız.

Seyir Kulesi dedi ki...

teşekkür ederim. kelime doğrulama asıl kaldırılıyor söylerseniz kaldırabilirim :) yeniyim bilmiyorum tam kullanmasını kusura bakmayın

icimdeki yolculuk dedi ki...

kumanda panelinde ayarlar yazan yere tıkla açılan sayfada yorumlar yazan yeri tıkla yorumlar için kelime doğrulama gösterilsin mi seçeneğini hayır yap oldu.istersen yorum denetlemelerini her zaman seçeneğini yaparsan yorumlara bakıp yayınlama olanagın olur